Balayı
turumuzda Kapadokya'ya kadar gelmişken 1 saat daha yol yapıp Kayseri'ye uğramak
ve o meşhur mantısını yerinde yemek istedik. O gece konaklamamızı şehrin
merkezinde olan Kayseri Kocasinan Öğretmenevi’nde yapacaktık, önce Öğretmenevine
giriş yapıp biraz dinlendik sonra da o meşhur Kayseri Mantısını yemek için
dışarı çıktık. Çemen's Gurme uzun süredir aklımda olan, sosyal medyada ve
instagram’da güzel yorumlar okuduğum bir yerdi ve Kayseri Mantısı için burayı
tercih ettik. Gerçi herkes Kayseri’de en güzel mantı evde yapılandır dese de
Kayseri’de evini ziyaret edebileceğimiz bir dostumuz olmadığı için güzel
yorumlar aldığımız Çemen's Gurme ilk tercihimiz oldu.
Çemen's
Gurme'nin 3 şubesi var, biz konakladığımız Öğretmenevi'ne yakın olan şubeyi
seçtik. Çemen’s Gurme'de sadece yemek yenilmiyor aynı zamanda şarküteri ve mağaza
bölümünde Kayseri’nin pastırmasından sucuğuna pek çok özel üretim yöresel ürünü
de bulabiliyorsunuz. Bu şube Mix Kayseri Yaşam Merkezi AVM'nin yemek katında
bulunuyor.
Servis yapan garsonlar ve mutfak personeli menüyle ilgili
sorularımıza içten cevap verip, yardımcı oldular. Garsonun
menüdeki yöresel bir içeceği tadımlık getirmesi ve samimi tavsiyelerde
bulunması hoşumuza gitti. Yemekten sonra da hesabı ödeyip çıkarken açık mutfakta mutfak
personeliyle biraz lafladık ve gayet sıcakkanlı, yardımsever insanlardı sorduğumuz
her soruya cana yakın tavırlarla cevap verdiler.
Biz
Canan ile 3 tür mantı ve Kayseri Yağlaması denedik, hafif sulu etli gayet minik
klasik Kayseri Mantısı, kızartılarak yapılan daha kuru, kıtır kıtır ama gayet leziz
Çıtır Mantı, Kayseri'nin mantısı kadar ünlü olan geleneksel yağlaması ve bizim
en sevdiğimiz Tepsi Mantı yedik.
En beğendiğimiz
"Tepsi Mantı" oldu, bir defa eti daha bol, fırınlanmış, soslanmış ve
klasik mantıya göre daha "ilginç ve leziz" bulduk. Yerken keyif veriyor, yedikten sonra rahatsız
etmiyor, bir daha yolum düşerse ilk tercihim Tepsi Mantı olur.
Kayseri Yağlaması
da mutlaka denemeniz gerek yöresel bir lezzet. Kıymalı Yağlamayı şöyle tarif
edeyim, kat kat üst üste aralarına kıyma sürülmüş lavaşlar düşünün hah işte
ancak böyle tarif edebilirim. Tabi kıyması kuru değil hafif sulu, yerken
arasına yoğurt ve maydanoz koyup dürüm yapıp o şekilde yiyorsunuz, tadı fena
değildi ama biraz daha iyi olabilirdi bence. Birkaç yıl önce Kayseri’li bir
meslektaşım evine yemeğe davet edip yağlama yapmıştı, o çok daha yumuşak ve
lezzetliydi, ona göre kıyaslıyorum. Yemekten sonra çayla birlikte yöresel bir
tatlı olan pekmezli ve ballı Nevzine tatlısı alıyoruz, yanında bir top sütlü
dondurma ile servis ediliyor ve çok beğeniyoruz.
Güzel güzel yemeğimizi yedik karnımız güzelce
doydu ama henüz akşam olduğu için ne yapalım ne edelim bilemiyoruz,
öğretmenevine gidip uyumak için erken bir saat! Bize servis yapan genç garson
arkadaşa danışalım dedik o da bize Talas’ta bulunan Seyir Terasına gidebileceğimizi
söyledi. Kayseri’yi bilmediğimiz için navigasyona bakıyoruz, gayet yakın o
halde gidelim diyoruz. Kayseri’nin güzel ilçesi Talas’ta neredeyse tüm
Kayseri’yi gören bir bölgeyi belediye seyir terası yapmış, terasta belediyenin
işlettiği karton bardakta çay kahve alabileceğiniz bir büfe de var, oturmak
için banklarda.
Bizde büfeden birer çay alıp bir banka oturduk, manzara
gerçekten çok güzel tüm Kayseri ayaklarınızın altında duruyor. Konum güzel ama
ortam bizce fazla kalabalık aileler de var gençlerde! Biraz daha yukarıda daha
yeşillik bir bölge gördük ama oraya gitmeyi gözümüz kesmedi. Notlarıma baktım
ve belediyenin işlettiği bir mekân buldum dedik bari gidip adam gibi oturalım!
Arabaya atlayıp gittik, mekâna geçtik, içeride canlı müzik var, aileler de var
gençlerde ama ortam pek bize hitap etmedi, nargile kafe ile bar karşımı bir yer
fakat pek de içimize sinmeyince dedik gidip uyuyup dinlenelim…
Sabah uyandım yeni bir mekân ve yeni
bir yemek deneyeceğim, Canan yorgun sen git ben biraz daha uyuyacağım dedi. Kayseri'ye
gelirken meşhur mantı ve pastırmalarını çok merak etsem aklımda daha çok "pöç" vardı, şimdi sabah sabah onu
yemeye Altınsaray Pöç Tandır – Çorba’ya gideceğim!
Pöç: Dananın kuyruk sokumunda bir
boğum, aslında sakatat sınıfında ama tadı pek sakatat gibi değil gayet et gibi! Aslında Altınsaray gibi bir kaç yer dışında
pöç yapan, hatta bilen bile yok ama yapan da hakkını vererek yapıyor! Pöç, güveç
içinde 16 saat fırında meşe odununda yavaş yavaş pişirilerek yapılıyor, sabah
çorbası, saat 11'den sonra da pilavıyla birlikte tandır hali servise sunuluyor
ve öğleden sonra çoğu zaman 2-3 bitmiş oluyormuş. Eğer iç pilavlı pöç tandır yemek
isterseniz 10.30 gibi hazır oluyormuş, bilginize.
Ben sabah erken gidip pöç çorbasını
içtim. Pöçün içindeki kendi yağının, kemiğinin suyu
zaten o yüzden çok lezzetli ve besleyici. Et
zaten tandır kıvamında olduğu için kemikten kolayca sıyrılıyor, çatalı vurmanız
yeter! Soğuk sabahların en güzel kahvaltısı, soğuk algınlığının
en güzel ilacı desem de yeridir.
Her ne kadar pöç çorbasını çok
beğensem de 28₺ lik porsiyon fiyatını pahalı bulduğumu da belirtmeliyim! GaziAntep'de pahalı denilen Beyran bile bu
kadar değil diye düşündüm! Tatil sonrasında mekân ve pöç ile ilgili paylaşımı
yaptığımda mekânın sosyal medya hesabını yöneten kişi benimle iletişime geçerek
benim içtiğimin çorba değil pilavsız tandır olduğunu o nedenle 28₺ söyledi!
Tamam da madem ben “pilavsız tandır” yedim o zaman bana bu söylenseydi ve ona
göre ücret alınsaydı! Neyse, yine de yolunuz düşerse tadına bakmadan
Kayseri'den ayrılmayın derim, afiyet, şifa
olsun...
Altınsaray sonrası öğretmenevine
dönüyorum, odamızdan çıkış yapıyoruz, Canan hafif bir şeyler atıştırıyor. Yola
çıkmadan önce merkezdeki çarşıda daha önceden not aldığım 2-3 ayrı dükkândan pastırma
tadıyoruz, hepsi de çok güzel ama en çok antrkottan yapılan bastırmayı
beğeniyoruz ikimizde.
Çarşıdan sonra yakınlardaki Tarihi
Kayseri Mahallesi’ne gidip biraz gezelim diyoruz. Eski evlerden, konaklardan
oluşan bir mahalle Kayseri Kültür Yolu projesi kapsamında restore edilerek
"Tarihi Kayseri Mahallesi" adı altında ziyarete açılmış.
Özellikle binaların restorasyonuna çok
emek verildiği belli, evleri, konakları gezerken o dönem nasıl bir hayat yaşandığını
hayal ediyor, keşke o iki katlı eski mimari devam etseydi diye
hüzünleniyorsunuz...
Mahalledeki bazı binalar restoran, dükkân,
tesis olarak değerlendirilmiş. Bir bina Ensar Vakfı'na bırakılmış, bir başka
binada ise Belediye Çocuklara müzik eğitimi veriyordu.
Gelelim kişisel yorumuma! Binaların
fiziki restorasyonuna çok emek verildiği belli, gerçekten göze çok hoş
görünüyor ve o eski hayatları merak edip, geçmişi yâd ediyor insan, emeği
geçenlerin eline, emeğine sağlık!
Fakat projenin "Kültür" kısmı
eksik kalmış! Evlerin taş işçiliği güzel ama içleri boş, oysa eski ev eşyaları
bulunarak veya kopyası üretilerek o eski "ev düzeni" de kurulup
sergilense daha güzel olurdu!
Mahalledeki restoranda bence sadece yöresel hatta
artık lokantalarda yapılmayan ev yemekleri yapılsa, kola dahil hiç bir yabancı
ürün olmasa daha iyi olurdu! O sokağın tam girişindeki GDO'lu mısır standına
hiç gerek yok bence! Neyse...
Yöresel Kültürü yansıtma eleştirime
rağmen yine de emeği geçen herkesi tebrik ederim. Zamanla
daha da güzel olur diye umuyorum. Kayseri'ye
yolunuz düşerse gezin görün bence...
Birazdan Kayseri’den ayrılmak için
yola çıkacağız, öğlen yemeğimizi yemek için sanayi bölgesinde benim çok merak
ettiğim bir yere geçiyoruz, Ağaçaltı Kebap Kadayıf. Sanırım ben burayı ilk Ömür Akkor’da
gördüm ama en son can dostum @yiyomyiyomdoymuyom Erdi’den teyit ettim. Gidip görüp
yedikten sonra da burayı öneren, paylaşan,
tavsiye eden herkesten Allah razı olsun dedirtecek kadar da sevdim!
Burası Sanayi Sitesinden bir lokanta,
menüde tek bir yemek ve tek bir tatlı var! Bakın özellikle vurguluyorum başka
seçenek yok! Ama yaptıkları o tek yemeği o tek tatlıyı o kadar güzel yapıyorlar
ki şu yazıyı yazarken bile ağzım sulandı, canım çekti!
Burada tek bir şey yiyebilirsiniz,
kendi yaptırdıkları güzel bir ekmek arasında, sinirleri alınmış terbiyelenmiş
tertemiz et kavurma! Et kavrulurken kuyruk yağı ile
lezzetlendirilmiş, lokum desem yeridir! Ayrıca öyle tabakta porsiyon olarak
alamıyorsunuz, artistik bir sunum da yok, kâğıtta ekmek arasında önünüze
geliyor, siz baharatı domatesi katıp ayranla yiyorsunuz! Ama öyle güzel öyle lezzetli ki 2 tane rahat
yersiniz… Bu arada Kayseri’de
en azından lokantalarda gördüğüm ekmeğinde farklı olduğunu belirteyim, sanki
baget ekmeğin hormonlu hali gibi ama gayet lezizdi, Ağaçaltı Kebap Kadayıf’ta da bu ekmekten kullanıyorlar,
beyaz somun ekmek gibi tatsız tuzsuz değil.
Yemek sonrası dillere destan tahinli
kadayıftan yiyoruz. Ben 2 tane yedim, üçüncüyü yesem mi
diye de düşündüm. Bu tatlı tek başına Kayseri'ye gelme
sebebidir, not
edin! Yolu Kayseri'ye düşecek olanlar, ne
yapın edin Sanayi Sitesindeki bu lokantaya öğlen gibi gidip bir kavurma bir de
tahinli kadayıf yemeden Kayseri'den ayrılmayın! Afiyet
bal olsun...
Kayseri’den yola çıkıp KahramanMaraş’a
doğru yola çıkıyoruz…
Kayseri lezzetlerini sevdik ama
trafiği bizi çok rahatsız etti! Kent yeni, yollar geniş ama trafik
ışıklandırmaları, lambaları eksik! Kayserililer de sağ olsunlar kurallara pek
uymadan hızlı gidiyorlar, Canan gibi iyi bir sürücü bile az daha kaza
yapıyordu! Açıkçası yedik, içtik, gezdik ve kendimizi yola zor attık! Hoşça kal
Kayseri, yaşam için trafik kurallarınıza uymanızı da diliyorum…
Harikasınız hocam
YanıtlaSilMükemmel görseller
YanıtlaSilMükemmel
YanıtlaSil