Evet peri bacaları etkileyici her yerde göremeyeceğiniz
farklı bir coğrafya, evet çömlek yapmak zevkli ama günümüzde Kapadokya denildiğinde
akla gelen neredeyse ilk şey balon turu oluyor! Kapadokya dünyanın sayılı balon
turu güzergâhlarından biri kabul ediliyor! Hayır bunu abartı şeklinde
yorumlamayın çok sayıda yabancı gezi bloğunda ilk 10’da hatta ilk 5’te ki
bizzat bu turu yapınca balon turu hakkında söylenen şeylerin az bile kaldığını gördüm!
Her güzelin bir kusuru olduğu gibi balon turunun da bir kusur var, öyle 40 50
liraya yapabileceğiniz bir aktivite değil! Hatta ailecek yapalım derseniz oldukça
pahalı bile kalabilir! Peki ödediğiniz paraya değer mi? Derseniz cevabım
kesinlikle evet olur…
Ben Kapadokya’ya gelmeye kara verdiğimde Kapadokya konulu seyahat
yazılarını, gezginlerin bloglarını okumuş oradan tavsiye edilen birkaç firmayı
not etmiştim… Royal Balloon ve Urgup Balloons iyi yorumlar alan şirketler…
Firmaların internet sitelerini inceledim turlar ve diğer konularda yazılanları
okudum, sonra telefon ile görüştüm ve 350 lira olan fiyatı bana daha makul
geldiği için Ürgüp Balon’da yer ayırttım, seyahat tarihim ve kişisel iletişim bilgilerimi
alıp belirtilen hesaba 50 lira kaparo göndermemi istediler. Tabi şunu da
belirteyim kişi sayısı arttıkça fiyat konusunda yardımcı oluyorlar! Evet biliyorum
ucuz değil ama ömrünüzde bir en fazla iki defa yapacağınız bir şey için çok da
sayılmaz!
Balon turundan bir gün önce beni tekrar aradılar ve otelim
hatta oda numaram hakkında bilgi istediler ve turun olduğu gün sabah saat
04:30’da hazır olmamı söylediler. Ben saat 4 gibi kalktım el yüz yıkama giyinme
derken bi 15 dakika geçti otelin avlusunda beklemeye başladım. Hava ışıklarında
etkisiyle hafif kızıl gibi çok soğuk değil ve ağaçlarda tüneyen ötücü kuşların
sesini rahatlıkla duyabiliyorum! Tabi bu saatte duyduğunuz tek ses kuş sesi
değil vızır vızır gezen minibüs seslerini de duyuyorsunuz. Kapadokya’da onlarca
balon firması var ve her firmanın 3 - 4 ayrı balonu aynı anda havalanıyor
diyebilirim haliyle otelleri dolaşıp tek tek müşteriler toplanıyor ve erken
saatte bile yoğun bir trafik oluyor. Tam 04:30 gibi Ürgüp Balon’un servisi gelip
beni aldı, birkaç otelden daha müşteri topladıktan sonra Ürgüp yakınlarındaki
ofise doğru yola çıktık. Minibüsten inmeden önce yakamıza yapıştırmamız için
pembe Ürgüp balon etiketleri verdiler, biz pembe grubuz :D bizden başka kırmızı
ve yeşil olarak 2 grup daha var. Ofise geçiyoruz önce kendimizi bilgisayardaki
excel listesine kaydediyoruz pembe grup 18 kişi zaten bir balon en fazla 20 yolcu
kapasiteli. Beklerken çay kahve kek poğaça ile hafif bir kahvaltı yapıyoruz. 15
20 dakika sonra grup grup minibüslerimize geçip Ürgüp’e doğru yola çıkıyoruz.
Kısa bir yolculuğun ardından onlarca balonun şişirilip kalkış için hazırlandığı
bölgeye geliyoruz ve inanın bu manzara bile çok etkileyici!
Balonumuz 5 bölmeden oluşuyor, ortadaki bölmede pilot ve gaz
tüpleri var. Kenardaki 4 bölmede ise 5 er kişilik yolcu bölmeleri var. Balonumuz
şişmiş ve kalkışa hazır görevlilerin yardımıyla bölmelerimize giriş yapıyoruz.
Pilotumuz kendini ve balonunu tanıtıp özellikle iniş sırasında dikkat etmemiz
gereken kuralları hatırlatıyor. Rüzgarın durumuna göre neredeyse her gün balon
uçuşları yapılıyormuş.
Uçuşlar sabah erken saatlerde yapılıyor hem güneşin doğuşunu ve manzarayı yakalamak için hem de gün içerisinde sıcaklık farkı nedeniyle oluşabilecek türbülanslardan kaçınmak için böyle yapılıyormuş! Balon turunda sabit bir rota veya iniş yeri yok bu nedenle bir yer ekibi araç ile balonu takip ediyor, pilot telsizle sürekli diğer balonlar ve yer ekibiyle sürekli bağlantı halinde konum bildiriyor böylece olası kazalarında önüne geçiliyor… İnerken de balon sepetinin kenarına tutunarak sırtımızı sağlama alıyoruz çünkü balonda en riskli anlardan birisinin bu iniş kısmı olduğunu söyledi kaptan pilotumuz!
Uçuşlar sabah erken saatlerde yapılıyor hem güneşin doğuşunu ve manzarayı yakalamak için hem de gün içerisinde sıcaklık farkı nedeniyle oluşabilecek türbülanslardan kaçınmak için böyle yapılıyormuş! Balon turunda sabit bir rota veya iniş yeri yok bu nedenle bir yer ekibi araç ile balonu takip ediyor, pilot telsizle sürekli diğer balonlar ve yer ekibiyle sürekli bağlantı halinde konum bildiriyor böylece olası kazalarında önüne geçiliyor… İnerken de balon sepetinin kenarına tutunarak sırtımızı sağlama alıyoruz çünkü balonda en riskli anlardan birisinin bu iniş kısmı olduğunu söyledi kaptan pilotumuz!
Uyarılar yapıldı hepimiz yerimizi aldık fotoğraf
makinalarımız cep telefonlarımız selfie çıbıklarımız hazır veee yavaş yavaş yükseliyoruz
hatta peri bacalarına kıl payı sıyırarak yükseliyoruz desem yeridir J Kısa bir süre sonra bir de baktım
ki yerden yüzlerce metre yukarıdayız! Etrafımızda bizden aşağıda veya yukarıda
onlarca balon var, muhteşem bir duygu! Evet bugüne kadar balın turu ile ilgili onlarca
fotoğraf gördüm yazı okudum ama hiçbir yazı veya fotoğraf bu anı anlatamaz
eksik kalır öyle güzel bir his… Ki benim yükseklik korkum var ona rağmen insan
çok garip bir huzur içerisinde seyrediyor etrafını… Bir yanda yeni yeni doğan
güneş bir yanda peri bacalarının vadilerin kasabaların köylerin evlerin
sokakların doğanın o eşsiz manzarası bir yanda gökyüzünde olmanın verdiği muhteşem
his! İnanın bunu anlatmak için hangi kelimeleri kullansam hangi cümleleri
yazsam bilemiyorum yine de tam olarak ifade edemem gibi geliyor!
Standart bir balon turu 60 dakika sürüyor ama bizim balonda 3
4 yolcu 90 dakikalık uzun turdan satın almış onlar sayesinde turumuz daha uzun
sürüyor ama hiç birimiz şikâyetçi değiliz J Sepetin
benimde içinde olduğum bölümünde 4 kişiyiz, bir bölme tahminen Amerikalı diğer
iki bölme ise çekik gözlü dolu! Yok hayır ırkçı değilim milliyetlerinden emin
olamadığım için öyle söyledim! Biz Türkler hem fotoğraf çekiyoruz hem de arada makinaları
kenara bırakıp manzaraya dalıyoruz veya kaptan pilotumuzla sohbet ediyoruz…
Amerikalı olduğunu düşündüğüm 50 lerindenki grup son derece sakin bir şekilde manzaranın keyfini çıkartıyorlar… Buraya kadar normal de diğer iki sepetteki çekik gözlü grup aman yareppim! Abartmadan diyorum tüm tur boyunca 1 saniye mola vermeden olası tüm açı ve kombinasyonları kullanarak selfie ve fotoğraf çektiler çekildiler! Lan iki dakka durun bi sağa sola aşağıya bakın kaçmıyor ya fotoğrafınız!
Amerikalı olduğunu düşündüğüm 50 lerindenki grup son derece sakin bir şekilde manzaranın keyfini çıkartıyorlar… Buraya kadar normal de diğer iki sepetteki çekik gözlü grup aman yareppim! Abartmadan diyorum tüm tur boyunca 1 saniye mola vermeden olası tüm açı ve kombinasyonları kullanarak selfie ve fotoğraf çektiler çekildiler! Lan iki dakka durun bi sağa sola aşağıya bakın kaçmıyor ya fotoğrafınız!
Pilotumuz yaşıtım sayılır güler yüzlü bir arkadaş sürekli
balonu ve konumumuzu kontrol ediyor ve telsizle irtibatta kalıyor! Ayrıca
neşeli bi arkadaş bize şarkılar çalıyor gerçi çaldığı şarkı Titanic’den olunca
biraz ürperiyoruz :D Özellikle Perhaps şarkısını çalarken nakarat kısmında alevi
körükleyerek eşlik etmesi çok güzeldi :D
Turumuzun sonunda zaten merak ettiğim Paşabağ peri bacaları
bölgesine iniş yaptık yer ekibinin yardımıyla bizim balon sepeti bir römorka
yüklendi. Kaptanımız balanun tepesini açarak balonu söndürdü yani el frenin
çekti! Balonun şişirilmesi kadar söndürülmesinin de ilginç olduğunu
belirtmeliyim! Ekibin yardımıyla balondan indik hemen ufak bi stant hazırlandı
neredeyse tüm balon turlarının sonunda size küçük bir hatıra sertifika
sunuluyor ve bu sırada şampanya patlatılıyor J Şampanyalarımızı
keyifle yudumladık, sertifikalarımızı alıp bol bol fotoğraf çektik çekildik
şimdi tekrar minibüslerle otellerimize bırakılıyoruz. Ortalama bir balon turu
otelden alınmanızdan başlayıp tekrar otele bırakılana kadar ortalama 3 – 3
buçuk saat sürüyor.
Otele dönüyorum duş alıp kendime gelip dinleniyorum. Bugün
Ürgüp’e gideceğim Ürgüp minibüsüne daha çok zaman var oturmak olmaz biraz da Göreme’yi
gezmem lazım…
Kapadokya bölgesi vakti zamanında halılarıyla meşhurmuş çok
sayıda halıcı var öylesine yürürken dikkatim çeken bir dükkana girip içerideki
bey ile sohbet etmeye başladım… Dükkanın adı Sultan Carpets sahibi de Ali Bey sağ
olsun öğretmen olduğumu öğrenince çay ikram etmek istedi bir yandan çay içip
bir yanda da uzun uzun sohbet ettik, açık sözlü ve hoş sohbet birisi… Şimdi can
alıcı noktayı baştan söyleyeyim Kapadokya halıları Göreme de dokunmuyormuş! Turizmin
patladığı 90 lı yıllara kadar Göreme’de her evde bir halı tezgahı varmış ama
artık kimse uğraşmıyor dedi… Kayseri ve Niğde’de halen dokuma yapan insanlar
varmış zaten çoğu halı da oradan geliyor dedi ama artık eskisi gibi bu işi yapmak
öğrenmek isteyen yok dedi ki şöyle söyleyeyim dükkanda çalışanlar bile Afgan!
Ali Bey açık sözlü birisi sizi saf yerine koyup kandırmaya çalışmıyor halıların çoğu aslında Afganistan’da dokunup geliyormuş evet desenler Türkiye’den gidiyor ama dokuma işi Afganistan’da yapılıyormuş! Sadece Göreme için de değil Sivas halısı bilmem ne halısı diye bildiklerimizin çoğu maalesef artık oralarda dokunup getiriliyormuş! Peki halılar nasıl derseniz güzeller, el dokuması küçük bir halı yaklaşık 200 tl den başlıyor içeride 40 50 yıllık el dokuması yün halılarda var gerçekten güzel desenleri var el dokuması yün halılar! Ben halı almak için bir bütçe ayırmamıştım ama eğer bir daha gelirsen küçük de olsa el dokuması bir halı almak istiyorum… Ali Bey sağ olsun bazı halıları açıp gösteriyor bilgi veriyor uzun uzun konuşuyoruz iki çocuk babasıymış kendi çocukları bile pek istediği noktada değilmiş! Çocukları dil öğrensin istiyor ben yıllar önce bi dünya yol yapıp öğrendim onlara her olanağı sunuyorum isteksizler diyor… Samimi ve içten sohbeti için Ali Beye teşekkür edip ayrılıyorum...
Ali Bey açık sözlü birisi sizi saf yerine koyup kandırmaya çalışmıyor halıların çoğu aslında Afganistan’da dokunup geliyormuş evet desenler Türkiye’den gidiyor ama dokuma işi Afganistan’da yapılıyormuş! Sadece Göreme için de değil Sivas halısı bilmem ne halısı diye bildiklerimizin çoğu maalesef artık oralarda dokunup getiriliyormuş! Peki halılar nasıl derseniz güzeller, el dokuması küçük bir halı yaklaşık 200 tl den başlıyor içeride 40 50 yıllık el dokuması yün halılarda var gerçekten güzel desenleri var el dokuması yün halılar! Ben halı almak için bir bütçe ayırmamıştım ama eğer bir daha gelirsen küçük de olsa el dokuması bir halı almak istiyorum… Ali Bey sağ olsun bazı halıları açıp gösteriyor bilgi veriyor uzun uzun konuşuyoruz iki çocuk babasıymış kendi çocukları bile pek istediği noktada değilmiş! Çocukları dil öğrensin istiyor ben yıllar önce bi dünya yol yapıp öğrendim onlara her olanağı sunuyorum isteksizler diyor… Samimi ve içten sohbeti için Ali Beye teşekkür edip ayrılıyorum...
Ürgüp minibüsü biraz gecikiyor maalesef minibüsler zaman
çizelgesine sadık değiller keyfi davranıyorlar özellikle sezon dışı zamanlarda
daha da savsaklıyorlarmış Sinem söyledi… Kısa bir yolculuktan sonra Ürgüp terminaldeyim.
Ürgüp’ü panoramik olarak görebileceğimiz yakınlardaki Temenni tepesine doğru yürüyoruz,
hava bayağı sıcak… Temenni Tepesi’nden neredeyse tüm Ürgüp’ü görebiliyorsunuz…
Manzara Benim çok hoşuma gitti çarpık yapılaşmaya kurban olmamış eski havasını koruyor, uzaktan da olsa yeni yapılan konutları görüyorum şehrin renkleri ve dokusuyla uyumlu bir yapılaşma var… Ürgüp’te yaşam halen devam ediyor Göreme gibi otellere teslim olmamış, nostaljik bir Anadolu kasabası görünümünde hatta nedendir bilmiyorum Vizontele filmindeki Van’ın Gevaş ilçesini hatırlattı bana!
Manzara Benim çok hoşuma gitti çarpık yapılaşmaya kurban olmamış eski havasını koruyor, uzaktan da olsa yeni yapılan konutları görüyorum şehrin renkleri ve dokusuyla uyumlu bir yapılaşma var… Ürgüp’te yaşam halen devam ediyor Göreme gibi otellere teslim olmamış, nostaljik bir Anadolu kasabası görünümünde hatta nedendir bilmiyorum Vizontele filmindeki Van’ın Gevaş ilçesini hatırlattı bana!
Soluklanmak isterseniz buradaki çay bahçesinde oturabilirsiniz
ayrıca burada Aslan Gazi türbesi de bulunmakta fakat o gün kapalı olduğu için
sadece kapısına kadar gelip bilgi panosunu okuyabiliyorum…
Temenni tepesinden Ürgüp’ün girişi sayılabilecek bölgeye
doğru yürüyorum, böylece hep tavsiye edilen Turasan şarap fabrikasını görebileceğim,
zaten sonra tekrar terminale kadar gelip yol boyunca sağlı sollu ilgimi çeken
ara sokaklara gireceğim…
Ürgüp sokaklarında yürümek bile güzel çünkü evler sokaklar
eskiden kalma… Kapadokya bölgesinde eskiden Osmanlı zamanında Müslüman Türkler
kadar Gayrimüslim yabancılarda yaşarmış bu sokaklarda gezerken onlardan izler
görüyorsunuz… Bazı eski evler onarılıp butik ama bir o kadarda lüks otellere
dönüştürülmüş…
Manzaranın tadını çıkara çıkara Turasan şarap fabrikasına
kadar geliyorum… Neredeyse tüm Kapadokya gezi yazılarında mutlaka uğrayın
denilen yerlerden birisi, eski bir marka ama zamanla kaliteyi daha da yükselterek
devam etmişler… Fabrika binasında şu an üretim yok yılın belli dönemlerinde
üzüm hasadı yapılıp üretim yapılıyor diğer dönemlerde sadece satış varmış…
Turasan şarap Tur otobüslerinin de uğrak noktası, ben oradayken birkaç otobüs
geldi… Satış bölümünde hem tadım hem satış yapılıyor… Eğer görevliden rica ederseniz üretim ve depolama bölümünü gezdiriyorlar bilginiz olsun... Ben gezmek istiyorum sağ olsun yardımcı oldular... Dışarıdan kilit bir kapıyı açıp karanlık ve uzun bir koridora geçiyoruz, sağlı sollu fıçılar ve şişelerin saklandığı mahzenler bulunmakta...
İçeride fermantasyon aşamasında olan metal tanklarda tür tür şarap var… Tanklardaki işlemden sonra meşe fıçılara alınıyor şaraplar ve en az 1 yıl da buralarda bekletiliyor tabi sürekli kontrolü yapılarak.. En son şişelenip satışa hazır hale getiriliyor… Bu bölüm serin ve nispeten karanlık şarap ısı ve ışık sevmeyen bir ürün zaten… Bu küçük gezi sonrası tadıma geçiyorum…
Beyaz ve kırmızı pek çok şarabı tattım daha önce de belirtmiştim ben çok şarap seven birisi değilim bu nedenle içimi daha kolay olan hafif tatlı bir şarap denemek istiyorum Dömisek misket tavsiye ediyorlar tadı hoşuma gidiyor bir şişe alıyorum…
İçeride fermantasyon aşamasında olan metal tanklarda tür tür şarap var… Tanklardaki işlemden sonra meşe fıçılara alınıyor şaraplar ve en az 1 yıl da buralarda bekletiliyor tabi sürekli kontrolü yapılarak.. En son şişelenip satışa hazır hale getiriliyor… Bu bölüm serin ve nispeten karanlık şarap ısı ve ışık sevmeyen bir ürün zaten… Bu küçük gezi sonrası tadıma geçiyorum…
Beyaz ve kırmızı pek çok şarabı tattım daha önce de belirtmiştim ben çok şarap seven birisi değilim bu nedenle içimi daha kolay olan hafif tatlı bir şarap denemek istiyorum Dömisek misket tavsiye ediyorlar tadı hoşuma gidiyor bir şişe alıyorum…
Turasan’dan çıkıp aşağıya Ürgüp’e doğru yavaş yavaş
yürüyorum… Burada zaman sanki biraz duraklamış gibi tüm evler taştan yapılmış
yürümek bile çok zevkli… Yürürken bir evin önündeki bir kalabalık dikkatimi
çekiyor kendimi giriş sırasında buluyorum! O da ney meğer bir zamanların meşhur
Asmalı Konak dizisinin çekildiği evmiş! Her ne kadar diziyi izlemsem de öyle
Özcan Deniz veya Nurgül Yeşilçay fanı olmasam da gelmişken göreyim mantığıyla içeriyi
geziyorum… İnsan bu geniş avlulu bahçeli eski evi gezince bir zamanlar burada
yaşayan insanlara onların kültürüne daha da çok hayran oluyor mübadele öncesi
buralarda yaşayan Müslüman veya gayrimüslim tüm insanları saygıyla anıyorum…
Asmalı Konak sonrası, sağa sola baka baka ara sokaklara gire
çıka yürüyüşe devam... Pek çok evde tadilat yapılıyor ve sanırım çoğu turizm amaçlı
kullanım için hazırlanıyor…
Hava sıcak ve yorucu hafiften acıkıyorum da derken zaten yemek
için listemde olan Ziggy Cafe’yi buluyorum! Turasan’dan aşağıya inerken hemen
yol üzerinde sol tarafta…
Ziggy, buranın sahipleri olan Nuray ve Selim Yüksel çiftinin rahmetli köpeklerinin adı… Büyükşehir hayatından sıkılıp Ürgüp’e yerleşiyorlar ve yaklaşık 9 yıldır da Ziggy Cafe’yi işletiyorlar… Adına aldanmayın çay kahve satılan Cafe’lerden değil öğlen ve akşam yemek yiyebileceğiniz güzel bir restaurant…
Üç katlı bir yer Ziggy giriş katında el yapımı hediyelik eşyaların satıldığı ufak bir dükkan da bulunuyor… Birinci katta kapalı alan ve üçüncü katta geniş bir teras var… O gün hava çok sıcaktı dışarıda oturmak istedim ama teras doluydu üzülerek de olsa kapalı alana geçtim… İçeri girdiğimde oldukça bohem bir kadın hem rezervasyon telefonlarını yanıtlıyor hem de hazırlık yapıyordu meğer kendisi Nuray Hanımmış… Hoş geldin hoş bulduk nasılsınız faslından sonra menüyü inceliyorum çok aç değilim aslında… Nevşehir’in patatesi meşhur ve bu patates ile yapılan Ziggy Patates’i denemek istiyorum Nuray Hanım yarım porsiyon tavsiye ediyor, ana yemek olarak da Nuray Hanım’ın tavsiyesi üzerine sarımsaklı tavuk çöp şiş istiyorum… Ziggy Ürgüp’ün popüler mekanlarından, fiyat ve yemek anlamında burayı fazlasıyla aşan bir mekan… Biraz sonra siparişlerim geliyor…
Ziggy patates üzeri sarımsak ve yeşilliklerle hazırlanan bir sos ile servis edilen elma dilim patates aslında ama bu basit sos çok hoş bir lezzet katmış…
Ziggy, buranın sahipleri olan Nuray ve Selim Yüksel çiftinin rahmetli köpeklerinin adı… Büyükşehir hayatından sıkılıp Ürgüp’e yerleşiyorlar ve yaklaşık 9 yıldır da Ziggy Cafe’yi işletiyorlar… Adına aldanmayın çay kahve satılan Cafe’lerden değil öğlen ve akşam yemek yiyebileceğiniz güzel bir restaurant…
Üç katlı bir yer Ziggy giriş katında el yapımı hediyelik eşyaların satıldığı ufak bir dükkan da bulunuyor… Birinci katta kapalı alan ve üçüncü katta geniş bir teras var… O gün hava çok sıcaktı dışarıda oturmak istedim ama teras doluydu üzülerek de olsa kapalı alana geçtim… İçeri girdiğimde oldukça bohem bir kadın hem rezervasyon telefonlarını yanıtlıyor hem de hazırlık yapıyordu meğer kendisi Nuray Hanımmış… Hoş geldin hoş bulduk nasılsınız faslından sonra menüyü inceliyorum çok aç değilim aslında… Nevşehir’in patatesi meşhur ve bu patates ile yapılan Ziggy Patates’i denemek istiyorum Nuray Hanım yarım porsiyon tavsiye ediyor, ana yemek olarak da Nuray Hanım’ın tavsiyesi üzerine sarımsaklı tavuk çöp şiş istiyorum… Ziggy Ürgüp’ün popüler mekanlarından, fiyat ve yemek anlamında burayı fazlasıyla aşan bir mekan… Biraz sonra siparişlerim geliyor…
Ziggy patates üzeri sarımsak ve yeşilliklerle hazırlanan bir sos ile servis edilen elma dilim patates aslında ama bu basit sos çok hoş bir lezzet katmış…
Sarımsaklı tavuk çöp şiş ise beklediğimden çok saha güzel bir
yemekti... Normalde dışarıda tavuk yemeyen, tavuğu da çok tercih etmeyen birisi
olarak bayıldım! Tavuk parçaları kuşbaşı olarak kesilip küçük şişlere geçirilmiş
ve yine pişirilirken sarımsak kullanılmış ve bu sarımsak tadını daha da güzel
yapmış… Bu güzel yemekten sonra bir çay içip yoluma devam ediyorum… Daha
doğrusu etmek istiyorum bahçeye indiğimde Selim Bey sesleniyor sanırım
Nuray Hanım öğretmen olduğumdan bahsetmiş kendisiyle biraz sohbet ediyoruz hoş sohbet kültürlü bir insan…
Ara sokaklara gire çıka yürüyüşe devam… Yunak evler tabelası
dikkatimi çekiyor ara sokağa giriyorum…
Harıl harıl çalışıyor insanlar anladığım kadarıyla bu ara sokak tamamen bir otele ait oldukça geniş bir alan yayılmış ve her detaya çok özenildiği belli… Özellikle Ürgüp’te bir şey dikkatimi çekiyor evler yenilense de bahçe ve bina kapılarına dokunulmamış! Ve neredeyse her kapı bir diğerinden farklı hem kapılarda hem de kapıların etrafındaki duvarlarda bazı şekiller dikkatimi çekiyor… Pek çok sokağa girdim çıktım ve her seferinde kapılar dikkatimi çekti imkanım olsa bir kapıyı alıp götürmek isterdim doğrusu!
Harıl harıl çalışıyor insanlar anladığım kadarıyla bu ara sokak tamamen bir otele ait oldukça geniş bir alan yayılmış ve her detaya çok özenildiği belli… Özellikle Ürgüp’te bir şey dikkatimi çekiyor evler yenilense de bahçe ve bina kapılarına dokunulmamış! Ve neredeyse her kapı bir diğerinden farklı hem kapılarda hem de kapıların etrafındaki duvarlarda bazı şekiller dikkatimi çekiyor… Pek çok sokağa girdim çıktım ve her seferinde kapılar dikkatimi çekti imkanım olsa bir kapıyı alıp götürmek isterdim doğrusu!
Tekrar Temenni tepesi bölgesine geldim ama bu sefer diğer
taraftan şehre bakıyorum aşağıda geniş bir yeşillik içerisinde bir türbe
dikkatimi çekiyor oraya doğru gidiyorum… Tabelada isminin Altı Kapılı türbe
olduğu yazıyor yaklaşıp incelemek istiyorum ama iki genç türbenin hemen yanında
bira içiyorlar ve anladığım kadarıyla pek de rahatsız edilmek istemiyorlar! Şimdi yabancı yerdeyiz başımıza bela almayalım deyip geri
dönüyorum!
Kapadokya çok geniş anlatım olmuş emeğinize sağlık teşekkürler.
YanıtlaSilÇok güzel paylaşım olmuş. Emeğinize sağlık. Kapadokya hakkında bu güzel paylaşım için teşekkür ederim.
YanıtlaSil