Günübirlik Beypazarı Gezisi

14 Temmuz 2019 bizim balayımızın başlangıç tarihiydi, bir önceki akşam katılmamız gereken bir düğüne katılıp vazifemizi yapıp sabah erken bir saatte yola çıktık. Biz uzun sürmesini planladığımız balayı yolculuğumuza maddi manevi hazırız! İlk durağımız kısa bir soluklanma için Abant Gölü…

Gayet sakin ve sorunsuzca evimiz Silivri’den yola çıkıp Abant Gölü’ne kadar geldik, hava biraz serin ama olsun bizim keyfimizi hiçbir şey bozamaz! Ortam kalabalık ve tabi ki de fonda Erik Dalı çalıyor J Arabayı park edip gezintiye başlıyoruz ama o meşhur herkesin göl manzaralı fotoğraf çektirdiği ahşap köprü kapalı! Tadilat varmış! Sağlık olsun diyoruz…
Biraz ileride tam göl kıyısında çok hoş bir tesis bulup aracımıza atlayıp oraya gidiyoruz ama iki kişilik kahvaltıya 150 ₺gibi bir fiyat görünce usulca sıvışıp az ilerideki başka bir yere geçip daha makul bir fiyata sucuk ekmek yiyip çayımızı içiyoruz J Paramız var ama enayi de değiliz sonuçta…

Abant Gölü etrafında yürüyüşümüzü yapıp, eşe dosta hava atmalık fotoğraflarımızı da çekindikten sonra istikametimiz güzel Ankara’mın güzel ilçesi Beypazarı.

Beypazarı’nın bir soda markası olarak bilenlere garip gelebilir ama bu güzel ilçe Safranbolu evlerine rakip mimarisi ile İç Anadolu’nun güzide turizm noktalarından biridir. Angara’mın canım Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın adını ilk duyurduğu ve çok emeği olduğu, Belediye Başkanlığını yaptığı dönemde Beypazarı büyük bir turizm atılımı yapıp Safranbolu’ya rakip olmuştur.

Az biraz yol yapıp Beypazarı’na geldik, bir otopark bulup aracımızı zorla da olsa park edip gezintiye çıktık, ortam kalabalık. Gezdiğimiz her yerde çayın yanında çok güzel giden tereyağlı Beypazarı Kurusu ve taptaze sıkım havuç suları görüyoruz. Ben daha önceden Beypazarı kurusu yemiştim ama Canan ile birlikte tekrar tadıyoruz, zaten her yerde ikram ediyorlar, tadım yaparak doyarsınız o derece…

Biz çok acıktığımız için hemen yemeğe geçtik ve güzel tavsiyelerin olduğu Halise Teyze'nin Yeri'ne geldik. Burası iki katlı bir yer, altta açık mutfak ve yukarıda oturma yerleri var.

Biz önden az tarhana çorbası, yaprak sarma, yöresel bir mantı olan "cimcik" ve Beypazarı'na özgü "Beypazarı Güveci" istedik.

Tarhana Çorbası, yaprak sarma ve cimcik mantısı fena değildi ama açıkçası buraya gelin de mutlaka yiyin diyebileceğim şeyler değil! Hadi bunlar neyse de "Beypazarı Güveci" gerçekten çok kötüydü! Bir defa hem pilavı hem eti çok kuruydu! Bu kadar kuru bir şey de yenmiyor, biz birer çatal alıp bıraktık! Garsona bu durumu söylediğimizde bilmem ne fırınında yaptırdıklarını söyledi ama ne yapayım kuru ve kötüydü!

Sağ olsunlar beğenmeyip geri gönderdiğimiz güvecin parasını almadılar. Yemek yemek için fena değil ama çok da öyle aman aman tavsiye edemeyeceğim, karar sizin...

Bence Beypazarı Belediyesi bu “meşhur” “Beypazarı Güveci” ne bir el atmalı! Ben Beypazarı’na uzun yıllar önce de gelip bu güveçten yemiş ve yine memnun kalmamıştım! Sanırım bunu bir yer yapıp lokantalara dağıtıyor, onlarda ısırtıp ısıtıp satıyor ama lezzet mezzet yok gerçekten! İç Anadolu turizminde bu kadar iddialı bir ilçenin yöresel yemekler konusunda çalışma yapması, GaziAntep Büyükşehir Belediyesi’ni örnek almasını tavsiye ederim…

Yemeklerden pek memnun kalmayınca Beypazarı'nın o meşhur 80 katlı ev baklavasını yemek için, güzel yorumlar aldığım Kervansaray Ev Baklavacısı'na geldik. Kervansaray'a ait iki dükkân gördük, birisinde oturup yiyorsunuz hemen yanındaki diğerinde de paket yaptırıp evinize götürebiliyorsunuz.

Biz birer porsiyon burma tatlısı ve ev baklavası aldık. Hem burma hem de ev baklavası gerçekten çok güzeldi, bana yıllar önce anneannemin bayramlarda evde yaptığı burma ve ev baklavalarını hatırlattı.

Tamam, baklava 80 kat mı diye saymadım ama herhalde yalan söylememişlerdir o kadar kat var gibiydi. Malzeme oranı, şiresi, pişirimi tam kararındaydı. Tabi ki fıstıklı GaziAntep Baklavasının yeri, tadı, kıvamı çok farklı ama benim gibi cevizli ev baklasını seven biriyseniz buraya bayılırsınız. İki tatlı da o kadar güzeldi ki Sütlü Nuriye'nin tadına bakmadan edemedim. Gerçekten çok güzel, çok leziz ve bir o kadar da hafif bir tatlıydı. Afiyetle tavsiye ediyorum.

Damağımızı şenlendiren bu güzel ev baklavaları sonrasında artık yeter deyip, aracımıza doğru yürüyoruz. Yol boyunca o kadar çok taze havuç suyu görüyoruz ki bir tane alıp deneyelim diyoruz! Teyzemiz gözümüzün önünde taze havuçları sıkıp suyunu bize veriyor! Şunu söyleyeyim bir havuç suyu ne kadar iyi olabilirse o kadar iyiydi! Tat, koku bu kadar mı güzel olur, bir küçük şişeyi kafaya dikiyoruz, sonuçta bir daha ne zaman Beypazarı’na gelip de bu güzel tazecik havuç suyundan içebileceğiz…

Aracımıza atlayıp Başkent Ankara’ya doğru devam ediyoruz…

Yorumlar