101 Lezzet Festivali – 2015

Birincisine katılamayıp twitter ve instagramdan yutkunarak izlediğim, ikincisine katılıp zevkten dört köşe olduğum 101 Lezzet Festivali’nin üçüncüsü 26 Nisan pazar günü yoğun bir katılımla Sait Halim Paşa Yalısı’nda gerçekleşti. Artık tecrübeli bir katılımcı olarak önceki yılki tecrübeme dayanarak, artıları ve eksileriyle 101 Lezzet Festivalini yorumlayacağım! Önce eksi yönler…
13:00 – 22:00 saatleri arasında gerçekleşecek etkinlik için saat 12:00 gibi kapıda beklemeye başladık. Giriş kapısının önüne sağa az sayıda bilet satış ve bilet teslimi için, sola davetli ve görevliler için olmak üzere iki masa attı Biletixçiler! Biz biletli katılımcılarda sola doğru istemsizce sıra olmaya başladık ki hayli kalabalık bir sıraydı. Saat 13:00’e doğru kapıdan tam duyamadığımız bir ses geldi ve bizim arkamızda önümüzde olan pek çok kişi karşı tarafta ayrı bir sıra oluşturdu! Ne olduğunu anlamaya çalıştık ve olan şuymuş biletli katılımcılar ve davetli/görevlileri ayırmak için sağa ve sola ayrı sıra yapılması istenmiş! Tamam iyi niyetli bir girişim ama daha önceden düşünülüp ona göre önlem alınamaz mıydı? Eh be sevgili Biletix kendimi bildim bileli bi dünya organizasyon için bilet satarsın, onca yıl hiç mi bi tecrübe, geri dönüş, ders, feedback! Elde edemediniz! Ne olur yani kapıdan biraz uzak bir yere ufak bir tente altına alsanız bilet satış ve teslim masanızı! Ne olur iki tablet pc kullansanız kağıt çıktılar yerine! Ne olur daha önceden öngörseniz artık gelenekselleşen kalabalıkları ve sorunları! Yanlış anlamayın zor gelen sıra olmak, beklemek değil bu son anda alınan ani kararlar! Neyse saat 13:00 olduğunda kapı açıldı, daracık kapıdan biraz sıkışarak da olsa pek zorlanmadan içeri girdik. Hadi hayırlısı…
Önceki yıl Ortaköy Esma Sultan Yalısı’nda gerçekleşen etkinlik bu yıl Sait Halim Paşa Yalısı’na taşınmış amma velakin pek iyi olmamış maalesef! Kapıdan girdikten sonra sol tarafta tek katlı cam bir bina var, sağ tarafta iki katlı ama küçük bir yalı ve bu yalının ön ve sağ tarafında dar bir bahçe hepsi bu! Geçen yılın başarısı ve güzelliği üzerine bu yıl biletler tükenmiş, davetliler ve her stantta çalışanlar, temizlik ve güvenlik elemanları derken inanın kıpırdayamadık! Elimizde bi lokmalık yiyecek bir yandan yiyoruz bir yandan ilerliyoruz elimiz kolumuz bağlı ama yine de mutluyuz! Hayır her şeye bok atan, hiçbir şeyi beğenmez biri değilim bu sadece benim görüşüm de değil birlikte geldiğim arkadaşlarım ve tanıdık tanımadık herkes aynı şeyi eleştirdi! Bu etkinlik bu alana sığmadı! Zaman ilerledikçe insan yoruluyor 5 dakika oturup soluklanacak yer arıyor en nihayetinde! Çimenler bile doluydu inanın!
Ayrıca zaman ilerledikçe çöpler doldu, yerler kirlendi kayganlaştı! İnanın o yalının haline katılımcılar olarak biz üzüldük, yazık yüz yıllık tarihi yalı böyle bir etkinlik için uygun değil bence! İlla deniz kenarı da olması gerekmiyor yeşillik geniş bir alanda da gayet güzel yapılabilir bu etkinlik!
Geçen yıl gün boyu küçük bir orkestra müzik çalmıştı, bu yıl müzik eksik kaldı! En azından hafifte olsa bir müzik arıyor insanın kulağı! Biz zaten Silivri’den geldiğimiz için 20:00 gibi çıktık o nedenle katılamadığımız akşam partisi için yorum yapamayacağım ama gündüz müzik eksikliği hissedildi!

Ayrıca et ve kebap bölümü duman altı oldu, bir ara sis atılmış gibi oldu J Alan dar, mangallar dumanlı ortam çook kalabalık ister istemez insan is, şiş, kebap kokuyor! Neyse sağlık olsun!

Erkekler tuvaleti neyse de kadınlar tuvaleti önünde uzun kuyruklar vardı! Bu konuda bi iyileştirme yapılmalı!
Etkinlik alanında en azından akşama kadar internet sorunu vardı! 3G’nin adı var kendi yoktu! İnşallah bundan sonra artık kablosuz modemler mi olur ek baz istasyonu mu olur bilemem ama bu konuya bi çözüm bulunmalı! Yok etkinlik alanında selfie çekmek istemiyorum ama mesela Virginia Angus’çular yediğimiz burgerin resmini özel bir hashtag ile intagramda paylaşmamızı istediler bir yarışma düzenliyorlarmış! Yani bırakın instagramda paylaşım yapmayı instagramı açamadık bile! Sosyal medya ve internet çağında buna bir el atılmalı!

Evet bunlar başta ben olmak üzere çoğu katılımcının ortak eleştirileri ama sakın yanlış anlamayın etkinlik kötü değildi! Sadece önceki yıl ile kıyaslayınca göze hoş görünmeyen noktalar vardı onları vurgulamak istedim!

Peki yerin dibine batırdın hiç mi memnun kaldığın yönü olmadı derseniz yok yemeklerden memnun kaldım aslındaJ Geçen yıl sevdiğimiz pek çok firma bu yıl da katılmıştı bu güzeldi, ayrıca son bir yıl içinde açılan restoranlar ve şeflerini de görmek güzeldi J

Tuborg geçen yıl olduğu gibi bol bol çeşit çeşit bira ikram etti, tüm dolaplar doluydu, boşaldıkça esirgemeyip doldurdular! Bu yıl rakı yoktu geçen yıldan farklı olarak bunu bir eksiklik olarak belirtmek isterim!

Coca Cola alkolsüz içecek sponsoruydu ve tüm çeşitleriyle etkinlikteydi! Hatta bahçeye buz kovaları içinde kola istasyonları yapmışlardı o sıcakta iyi geldi.
Kayra’nın denediğim Allure Beyaz Kalecik Karası dry rose şarabını çok beğendim! Gün boyu beyaz ve rose şarap ikram ettiler. Umurbey ve Suvla şarapları da etkinlikteydi.
Duble Meze Bar üç dört çeşit tek lokmalık soğuk mezeleri, küçücük paçanga böreği ve sıcacık kokoreç bruschettaları ile etkinlikteydi o kadar kalabalığa gün boyu servis yaptılar, ellerine sağlık!
Çıtır mantılarıyla geçen yık çok beğendiğimiz Emek Mantı yaprak sarma, çıkır ve normal mantı, börek ve tatlı olarak laz böreği ve lokmaları ile etkinlikteydi, kaçırmadık!
Yeniköy Yelken Restoran soğuk servis ettikleri balık pastırmasından, küçük kalamar ve paçangaları ile etkinlikteydi ben beğendim!
Shangri-La Bosphorus yeşil çayları ve etli nodulları ile katılmıştı. Yeşil çayı değil ama nodılı beğendim!
Geçen yılın bombası Istakoz bar bu yıl daha küçük bir halde yine vardı ama önündeki kuyruktan fırsat bulup zar zor tadabildik.
Geçen yıl çok sevdiğimiz Virginia Angus bu yıl yine karnımızı doyurdu sağ olsun! Gün boyu akşama kadar önünde kuyruk hiç bitmedi! Bana mı denk gelmedi bilemiyorum ama geçen yıl güzel baton sucukları vardı bu yıl sadece burgerlerini gördüm J
İstiklal Caddesi ve İstinye Park’tan tanıdığımız Shack Shack’çiler bir diğer burgerciydi, içecek, patates ve burgerden oluşan menü verdiler herkese akşama kadar önlerindeki kuyruk bitmedi. Ayrıca arada tüm ekip yaptıkları coşku dolu “Şeyk Şeyk” çığrışlarıyla biz buradayız dediler J
Develi; fıstıklı kebap, baklava ve taze yapım çiğ köfteleri ile dört dörtlük hizmet verdi.
Yeni restoranlardan adını duyup zaten merak da ettiğim Roka Pera küçücük lokma değil bildiğiniz açık büfe usulü hizmet verdi, tabaklarımıza gönlümüzce doldurduk ve ben tattığım tüm mezelerini çok beğendim. Fırsat olursa mekanlarına gidip keyif yapmak istiyorum J
Fasuli geçen yıl olduğu gibi mısır ekmekleri ve hafif tatlı kuru fasulyeleriyle sıcak öğün ihtiyacını giderdi.
Yeni katılımcılardan Konsept Döner ise çok hoş yağlı bir döner, küçük burgerler ve lokum etleriyle gün boyu hizmet verdi, özellikle et ve dönerlerini beğendim!



Yalı’nın ikinci katı daha çok kahveci ve pastanelere ayrılmıştı. Baylan, Bella Torta, By Triliçe, Pim Karaköy, Le Fırın, Cafe Creme Brülee gibi çok sayıda firma burada yer aldı genel anlamıyla hepsi de güzeldi! Sahi İstanbul ve Hacı Bekir ise lokum ve şekerlemeleriyle yer aldı…

Yalının giriş katında Kuru Kahveci Mehmet Efendi porselen fincanda Türk kahvesi ikram etti gün boyu…
Kronotrop, Coffee Sapiens yeni dalga kahveciler olarak yer aldılar…
Dem Karaköy dört beş çeşit sıcak ve soğuk çayı ile katılmıştı. Özellikle sallama da olsa sıcak çayları benim gibi kahve sevmeyenlerin imdadına yetişti!

Tabi tüm katılımcılar bu kadar değildi, bunlar aklımda kalan, bir şekilde güç bela fotoğrafını çekebildiklerim J Midye dolmasından, levrek marineye, Hint yemeğinden, Çin yemeğine aklınıza gelebilecek neredeyse her kültür ve tat 101 Lezzet’teydi J Ürünlerini yiyip adını burada zikredemediklerim kusura bakmasınlar artık, seneye inşallah!
Dediğim gibi eksik ve aksaklıklara rağmen güzel bir etkinlikti ama seneye bu hatalardan ders alınarak daha güzel daha güçlü bir şekilde yapılmasını diliyoruz! Dikkat ederseniz çoğul konuştum biz İstanbul’un diğer ucu Silivri’den 6 kişi geldik, Nevşehir’ de okuyan öğrencim yanında iki Makedonya’lı arkadaşı ile geldi! Ve bu Makedon gençler “Baklava Baklava” diye diye gezip ne bulurlarsa mideye indirdiler! Biletlere para verip o kadar yoldan geliyoruz bir zahmet ağız tadıyla yiyip içip eğlenelim dinlenelim! Emeği geçen herkese teşekkürler, ellerinize emeğinize sağlık... Seneye tekrar katılmak dileğiyle… 

Yorumlar