Birincisine katılamayıp twitter ve instagramdan yutkunarak izlediğim,
ikincisine katılıp zevkten dört köşe olduğum 101 Lezzet Festivali’nin üçüncüsü
26 Nisan pazar günü yoğun bir katılımla Sait Halim Paşa Yalısı’nda gerçekleşti.
Artık tecrübeli bir katılımcı olarak önceki yılki tecrübeme dayanarak, artıları
ve eksileriyle 101 Lezzet Festivalini yorumlayacağım! Önce eksi yönler…
13:00 – 22:00 saatleri arasında gerçekleşecek etkinlik için saat
12:00 gibi kapıda beklemeye başladık. Giriş kapısının önüne sağa az sayıda bilet
satış ve bilet teslimi için, sola davetli ve görevliler için olmak üzere iki
masa attı Biletixçiler! Biz biletli katılımcılarda sola doğru istemsizce sıra
olmaya başladık ki hayli kalabalık bir sıraydı. Saat 13:00’e doğru kapıdan tam
duyamadığımız bir ses geldi ve bizim arkamızda önümüzde olan pek çok kişi karşı
tarafta ayrı bir sıra oluşturdu! Ne olduğunu anlamaya çalıştık ve olan şuymuş biletli
katılımcılar ve davetli/görevlileri ayırmak için sağa ve sola ayrı sıra
yapılması istenmiş! Tamam iyi niyetli bir girişim ama daha önceden düşünülüp
ona göre önlem alınamaz mıydı? Eh be sevgili Biletix kendimi bildim bileli bi
dünya organizasyon için bilet satarsın, onca yıl hiç mi bi tecrübe, geri dönüş,
ders, feedback! Elde edemediniz! Ne olur yani kapıdan biraz uzak bir yere ufak
bir tente altına alsanız bilet satış ve teslim masanızı! Ne olur iki tablet pc
kullansanız kağıt çıktılar yerine! Ne olur daha önceden öngörseniz artık
gelenekselleşen kalabalıkları ve sorunları! Yanlış anlamayın zor gelen sıra
olmak, beklemek değil bu son anda alınan ani kararlar! Neyse saat 13:00
olduğunda kapı açıldı, daracık kapıdan biraz sıkışarak da olsa pek zorlanmadan
içeri girdik. Hadi hayırlısı…
Önceki yıl Ortaköy Esma Sultan Yalısı’nda gerçekleşen etkinlik
bu yıl Sait Halim Paşa Yalısı’na taşınmış amma velakin pek iyi olmamış maalesef!
Kapıdan girdikten sonra sol tarafta tek katlı cam bir bina var, sağ tarafta iki
katlı ama küçük bir yalı ve bu yalının ön ve sağ tarafında dar bir bahçe hepsi
bu! Geçen yılın başarısı ve güzelliği üzerine bu yıl biletler tükenmiş, davetliler
ve her stantta çalışanlar, temizlik ve güvenlik elemanları derken inanın kıpırdayamadık!
Elimizde bi lokmalık yiyecek bir yandan yiyoruz bir yandan ilerliyoruz elimiz
kolumuz bağlı ama yine de mutluyuz! Hayır her şeye bok atan, hiçbir şeyi
beğenmez biri değilim bu sadece benim görüşüm de değil birlikte geldiğim
arkadaşlarım ve tanıdık tanımadık herkes aynı şeyi eleştirdi! Bu etkinlik bu
alana sığmadı! Zaman ilerledikçe insan yoruluyor 5 dakika oturup soluklanacak
yer arıyor en nihayetinde! Çimenler bile doluydu inanın!
Ayrıca zaman ilerledikçe çöpler doldu, yerler kirlendi kayganlaştı!
İnanın o yalının haline katılımcılar olarak biz üzüldük, yazık yüz yıllık
tarihi yalı böyle bir etkinlik için uygun değil bence! İlla deniz kenarı da olması
gerekmiyor yeşillik geniş bir alanda da gayet güzel yapılabilir bu etkinlik!
Geçen yıl gün boyu küçük bir orkestra müzik çalmıştı, bu yıl
müzik eksik kaldı! En azından hafifte olsa bir müzik arıyor insanın kulağı! Biz
zaten Silivri’den geldiğimiz için 20:00 gibi çıktık o nedenle katılamadığımız akşam
partisi için yorum yapamayacağım ama gündüz müzik eksikliği hissedildi!
Ayrıca et ve kebap bölümü duman altı oldu, bir ara sis atılmış
gibi oldu J Alan dar,
mangallar dumanlı ortam çook kalabalık ister istemez insan is, şiş, kebap
kokuyor! Neyse sağlık olsun!
Erkekler tuvaleti neyse de kadınlar tuvaleti önünde uzun
kuyruklar vardı! Bu konuda bi iyileştirme yapılmalı!
Etkinlik alanında en azından akşama kadar internet sorunu
vardı! 3G’nin adı var kendi yoktu! İnşallah bundan sonra artık kablosuz
modemler mi olur ek baz istasyonu mu olur bilemem ama bu konuya bi çözüm
bulunmalı! Yok etkinlik alanında selfie çekmek istemiyorum ama mesela Virginia
Angus’çular yediğimiz burgerin resmini özel bir hashtag ile intagramda
paylaşmamızı istediler bir yarışma düzenliyorlarmış! Yani bırakın instagramda
paylaşım yapmayı instagramı açamadık bile! Sosyal medya ve internet çağında
buna bir el atılmalı!
Evet bunlar başta ben olmak üzere çoğu katılımcının ortak
eleştirileri ama sakın yanlış anlamayın etkinlik kötü değildi! Sadece önceki
yıl ile kıyaslayınca göze hoş görünmeyen noktalar vardı onları vurgulamak
istedim!
Peki yerin dibine batırdın hiç mi memnun kaldığın yönü olmadı
derseniz yok yemeklerden memnun kaldım aslındaJ Geçen yıl
sevdiğimiz pek çok firma bu yıl da katılmıştı bu güzeldi, ayrıca son bir yıl
içinde açılan restoranlar ve şeflerini de görmek güzeldi J
Tuborg geçen yıl olduğu gibi bol bol çeşit çeşit bira ikram
etti, tüm dolaplar doluydu, boşaldıkça esirgemeyip doldurdular! Bu yıl rakı
yoktu geçen yıldan farklı olarak bunu bir eksiklik olarak belirtmek isterim!
Coca Cola alkolsüz içecek sponsoruydu ve tüm çeşitleriyle
etkinlikteydi! Hatta bahçeye buz kovaları içinde kola istasyonları yapmışlardı
o sıcakta iyi geldi.
Kayra’nın denediğim Allure Beyaz Kalecik Karası dry rose şarabını
çok beğendim! Gün boyu beyaz ve rose şarap ikram ettiler. Umurbey ve Suvla
şarapları da etkinlikteydi.
Duble Meze Bar üç dört çeşit tek lokmalık soğuk mezeleri, küçücük
paçanga böreği ve sıcacık kokoreç bruschettaları ile etkinlikteydi o kadar
kalabalığa gün boyu servis yaptılar, ellerine sağlık!
Çıtır mantılarıyla geçen yık çok beğendiğimiz Emek Mantı yaprak sarma, çıkır ve normal mantı,
börek ve tatlı olarak laz böreği ve lokmaları ile etkinlikteydi, kaçırmadık!
Yeniköy Yelken Restoran soğuk servis ettikleri balık
pastırmasından, küçük kalamar ve paçangaları ile etkinlikteydi ben beğendim!
Shangri-La Bosphorus yeşil çayları ve etli nodulları ile katılmıştı.
Yeşil çayı değil ama nodılı beğendim!
Geçen yılın bombası Istakoz bar bu yıl daha küçük bir halde
yine vardı ama önündeki kuyruktan fırsat bulup zar zor tadabildik.
Geçen yıl çok sevdiğimiz Virginia Angus bu yıl yine karnımızı
doyurdu sağ olsun! Gün boyu akşama kadar önünde kuyruk hiç bitmedi! Bana mı
denk gelmedi bilemiyorum ama geçen yıl güzel baton sucukları vardı bu yıl
sadece burgerlerini gördüm J
İstiklal Caddesi ve İstinye Park’tan tanıdığımız Shack Shack’çiler
bir diğer burgerciydi, içecek, patates ve burgerden oluşan menü verdiler
herkese akşama kadar önlerindeki kuyruk bitmedi. Ayrıca arada tüm ekip
yaptıkları coşku dolu “Şeyk Şeyk” çığrışlarıyla biz buradayız dediler J
Develi; fıstıklı kebap, baklava ve taze yapım çiğ köfteleri
ile dört dörtlük hizmet verdi.
Yeni restoranlardan adını duyup zaten merak da ettiğim Roka
Pera küçücük lokma değil bildiğiniz açık büfe usulü hizmet verdi, tabaklarımıza
gönlümüzce doldurduk ve ben tattığım tüm mezelerini çok beğendim. Fırsat olursa
mekanlarına gidip keyif yapmak istiyorum J
Fasuli geçen yıl olduğu gibi mısır ekmekleri ve hafif tatlı
kuru fasulyeleriyle sıcak öğün ihtiyacını giderdi.
Yeni katılımcılardan Konsept Döner ise çok hoş yağlı bir
döner, küçük burgerler ve lokum etleriyle gün boyu hizmet verdi, özellikle et
ve dönerlerini beğendim!
Yalı’nın ikinci katı daha çok kahveci ve pastanelere
ayrılmıştı. Baylan, Bella Torta, By Triliçe, Pim Karaköy, Le Fırın, Cafe Creme
Brülee gibi çok sayıda firma burada yer aldı genel anlamıyla hepsi de güzeldi!
Sahi İstanbul ve Hacı Bekir ise lokum ve şekerlemeleriyle yer aldı…
Yalının giriş katında Kuru Kahveci Mehmet Efendi porselen
fincanda Türk kahvesi ikram etti gün boyu…
Kronotrop, Coffee Sapiens yeni dalga kahveciler olarak yer
aldılar…
Dem Karaköy dört beş çeşit sıcak ve soğuk çayı ile
katılmıştı. Özellikle sallama da olsa sıcak çayları benim gibi kahve
sevmeyenlerin imdadına yetişti!
Tabi tüm katılımcılar bu kadar değildi, bunlar aklımda kalan,
bir şekilde güç bela fotoğrafını çekebildiklerim J Midye
dolmasından, levrek marineye, Hint yemeğinden, Çin yemeğine aklınıza
gelebilecek neredeyse her kültür ve tat 101 Lezzet’teydi J Ürünlerini yiyip adını burada
zikredemediklerim kusura bakmasınlar artık, seneye inşallah!
Dediğim gibi eksik ve aksaklıklara rağmen güzel bir
etkinlikti ama seneye bu hatalardan ders alınarak daha güzel daha güçlü bir
şekilde yapılmasını diliyoruz! Dikkat ederseniz çoğul konuştum biz İstanbul’un
diğer ucu Silivri’den 6 kişi geldik, Nevşehir’ de okuyan öğrencim yanında iki Makedonya’lı
arkadaşı ile geldi! Ve bu Makedon gençler “Baklava Baklava” diye diye gezip ne
bulurlarsa mideye indirdiler! Biletlere para verip o kadar yoldan geliyoruz bir
zahmet ağız tadıyla yiyip içip eğlenelim dinlenelim! Emeği geçen herkese teşekkürler, ellerinize emeğinize sağlık... Seneye tekrar katılmak
dileğiyle…
Yorumlar
Yorum Gönder